![]() |
Jet d’Eau Fıskiyesi |
İsviçre’nin Güneybatı sınırında, Cenevre Nehri kıyısında yer alan Cenevre, ülkenin Zürih’ten sonra ikinci büyük şehridir. Şehrin üç tarafı Fransa ile çevrilidir. Dünyada birçok uluslararası kuruluşun merkezinin bulunduğu bir şehir. Cern ( Avrupa Nükleer Araştırma Merkezi),Birleşmiş Milletler’in Avrupa merkezi, Dünya Sağlık Örgütü ile Dünya Çalışma Örgütleri’nin de genel merkezileri burada yer alıyor. İsviçre'nin iş dünyasının da ana duraklarından bazılarıdır. Özellikle her sene düzenlenen Cenevre Otomobil Fuarı’nda birçok otomobil üreticisi burada yeni modellerini tanıtır. Cenevre; Fransızca’nın ana dil olduğu kozmopolit bir şehir olması nedeniyle İngilizce bilen birilerini de burada bulmanız mümkündür.
Şehir, aynı zamanda Filozof Jean-Jacques Rousseau ve Voltaire’in ana vatanıdır. Protestan Reform hareketinin liderlerinden olan Jean Calvin, uzun yıllar Cenevre’de yaşamış ve buradan Reform hareketine liderlik etmeye devam etmiştir. Cenevre’yi ikiye bölen nehirlerden birinin üzerinden geçen ve şehrin iki yakasını birbirine bağlayan Mont Blanc köprüsünün batısında Rousseau Adası görülüyor, burada Jean-Jacques Rousseau’nun bir heykeli mevcut. Köprünün karşı yakasına geçtiğinizde lüks mağazaların bulunduğu şehrin alışveriş merkezine ulaşmış olursunuz. Geniş bulvarlarda büyük oteller ve şık mağazaları burada görürsünüz. Büyük Tiyatro ve Konservatuar binaları da bu bölgede yer alıyor.
Cenevre Gölü kıyısında yer alan şehir, turistik anlamda da ziyaretçilerini mutlu ediyor. Burada yapılacak en popüler aktivite Cenevre Gölü kıyısında keyifli bir yürüyüş ya da gölde vapur gezisi olabilir. Merkezdeki limandan her yarım saatte bir vapur kalkıyor. Buradan kalkan vapurlar Leman Gölü’nün Fransa kıyılarına da uğruyor. İstediğiniz durakta inebilirsiniz. Her durak, çok iyi korunmuş bir Orta Çağ kasabası. Son durak ise Fransa sınırlarındaki Yvoire kasabası. Burada da minik bir şato ve onun etrafında el yapımı süs eşyaları satan bir çok dükkan bulunuyor.
Jardin Anglais |

Mont Blanc Köprüsü’nden şehrin diğer tarafına geçtiğinizde sizi Jardin Anglais (İngiliz Bahçesi) adlı park karşılıyor. Burada çiçekten yapılmış çok güzel bir saat bulunuyor. Güneş enerjisi ile çalışan saatin çerçevesi, her mevsim değişen 650 tür rengârenk çiçeğin dekore edilerek dikilmesiyle oluşturulmuş. Doğa içerisinde renkli ve dinlendirici bir gün geçirmek isteyenlerin ziyaret edebileceği en ideal mekânlardan biri olan İngiliz Bahçeleri’nden Cenevre Gölü’nün ve Mont Blanc Köprüsü’nün manzarası da bütün güzelliğiyle izlenebilmektedir. Çiçek saati görünce saatin başkentine geldiğinizi anlıyorsunuz. Başınızı yukarı kaldırdığınız anda hemen her binanın en üst katında bir saat markasının ilanını görüyorsunuz. Cenevre 17. yüzyılda Fransa’daki Protestan katliamından kaçanlar sayesinde tam bir saat merkezi olmuş. Bugün Cenevre "dünyanın saat merkezi" olarak anılmasını, o günlerde Fransa’dan Cenevre’ye kaçan üç bini aşkın Protestan saat ustasına borçlu diyebiliriz.
Cenevre'nin sembolü haline gelen Jet d’Eau Fıskiyesi, neredeyse 40 katlı bir binanın yüksekliği kadar su fışkırtır. Şehrin her yerinden bu fıskiyeyi görebilirsiniz. Jet d’Eau, saatte 200 kilometrelik bir hızla 500 litre suyu 140 metre yüksekliğe fışkırtmaktadır.
Muhteşem bir manzara oluşturan bu çeşme aslında, 1891 yılında Rhone Nehri üzerinde bulunan hidrolik su basıncının azaltılması amacıyla inşa edilmiştir. Ancak halkın o kadar ilgisini çekmişki sonradan bir çeşmeye dönüştürülmüştür. Romantik bir manzara için Jet d’Eau’nün gece ışıklandırıldığında ziyaret edilmesi tavsiye edilir.
![]() |
Flower Clock |
Carouge bölgesi, Nice’den esinlenerek oluşturulmuş, bohem bir semttir. Cenevre şehir merkezinin 2 km güneyinde yer alan Carouge’a ulaşabilmek için şehir merkezinden 12 veya 13 numaralı tramvaya binerek kısa bir yolculuk sonrası Carouge’un merkezi olan Place du Marché adındaki durakta inmelisiniz. Satranç tahtası şeklinde oluşturulmuş sokakları, alçak tahtadan evleri, geniş Akdeniz bahçeleri ile ziyaretçilerini kendine hayran bırakan Carouge, aynı zamanda sanatçıların eserlerini sergilediği, sokak gösterileri yaptığı pek çok yerin yanısıra, kafeleri ile de ünlüdür.

Eski Şehir Bölgesi güzel binaları ve bu eski binalarda hizmet veren cafe ve restaurantları ile görülmeye değerdir. Reform müzesi, Şehir müzesi ve belediye binası, Tavel House’u ve Saint-Pierre Katedrali’ni gezebilirsiniz.
Tavel Evi Müzeye dönüştürülmüş eski bir aile evi. 1911 yılından kalma bir ev. Cenevre'deki en eski özel konuttur. Etkileyici alanlarına sahip çok sayıda odası olan iki bodrum ve üç kattan oluşan küçük bir müze olarak yeniden canlandırılan bu ev, dönem kapıları, cephanelik, mobilyalar, tabaklar vb. gibi birçok değerli nesneyi sunuyor. En iyisi şüphesiz en üst katta bulunan minyatür Cenevre'dir! Bodrum katı etkileyici. Madeni para sergisi ise Fransızcadır.
Tavel evi ile aynı sokaktaki tarihi binanın altındaki toplar, dikkatimizi çekti. Bu toplar şehrin savunması için kullanılmış. Bir zamanlar şehrin silah deposu olan bina, şimdi devlet arşivi olarak kullanılıyor. Duvarlarda göreceğiniz resimler ise Cenevre tarihini anlatıyormuş.
İsviçre’nin en çok ziyaret edilen turistik yerlerinden biri olan park, daha çok Reform Duvarı ile dikkat çekiyor. Park içerisinde ayrıca, Palais Eynard adı verilen oldukça lüks restoran da bulunuyor. Romantik akşam yemekleri için tercih edilen mekan, şehirdeki en pahalı mekanlardan biri.
Anıt, 16. yüzyılın bazı önemli Reform figürlerinin heykellerini içeriyor. Duvar aynı zamanda, Kalvinist felsefeden esinlenen, Cenevre şehrinin sloganını içerir. Her yıl Kasım ayının ilk Pazar günü Reformun kutlanması da yapılır.
Garın arka tarafında yer alan Les Grottes semti ise şehrin en renkli bölgelerinden biri. Genelde göçmenlerin yaşadığı bu bölgede Barselona’da bulunan Gaudi yapılarına benzeyen binalar bulunmaktadır. Semtte oldukça sempatik bir kaç bar ve lokanta yer alıyor. İlginç eşyalar satan küçük dükkânlardan oluşan çarşısı, alışveriş severler için bir hazine gibidir.
St. Pierre Katedrali
Aziz Pierre Katedrali (St. Pierre) Şehrin en önemli tarihi yapılarından biri olan katedral klasik gotik tarzda yapılmış. Yapımı 1160 başlanan ancak yüz yılda bitirilen katedral ilk başlarda Katoliklik’in önemli mabetlerinden iken daha sonra Protestan kilisesi olmuş. İç dekorasyonu bu tarihlerden itibaren değişmiş. Sade ve yalın vitray süslemeleri ile beğeni toplayan mimari eserin iç yapısında parlak mumu andıran avizeler, birbirinden güzel tapınaklar ve tarihi şapel kalıntıları göze çarpıyor. 157 basamakla çıkılan bir kuleye de sahip olan katedral ücretsiz ziyaret edilebiliyor. Kilisenin kulesine tırmanarak tüm Cenevre’yi ve Cenevre Gölü (Leman Gölü) manzarasını görme şansını yakalayabilirsiniz.
Cenevre’nin en eski meydanı olma ünvanına sahip olan Bourg-de-Four, Roma dönemine kadar yerel halkın yemek yemek, alışveriş yapmak ve sosyalleşmek için tercih ettiği bir yermiş. Bugün de aynı özelliğini koruyan meydan, merkezindeki 18. yüzyıldan kalma mermer çeşmesiyle de dikkat çekiyor.
Cenevre’nin popüler turistik yerlerinin çoğunun yakınında bulunan bu meydan, yoğun geçen bir günün ardından mola vermek için mükemmel bir yer olabilir.
16. ve 18. yüzyıldan kalma burjuva evlerle çevrili olan meydanın çevresinde bulunan sanat galerilerine, kitapçılara ve antika dükkanlarına göz atmayı da unutmayın. Rhone Nehri’nin sol yakasında yer alan meydan, akşam saatlerinde bir barda bir şeyler içmek için de en popüler adreslerden biri.
St. Pierre Katedrali |
Cenevre’de gezip görülecek yerler çok olmakla birlikte şehir küçük olduğu için yaklaşık bir gün içerisinde şehri gezmek mümkündür. Biz (20-27 Kasım 2019 İsviçre gezimizde) Cenevre'de bir gece konakladık. Noel zamanı olmasına rağmen Noel pazarı etkinliğine rastlamadık.
Bugün hayatımızın olmazsa olmazı internet de Cenevre’de CERN’de yaratılmıştır. Cern, dünyanın en büyük parçacık fiziği laboratuvarını yöneten araştırma kuruluşudur. Cern’ün kuruluş amacı, evrenin oluşumunu incelemek, parçacık fiziğini ve maddenin yapısını çözmek diyebiliriz. Burada, insan bilgisinin gelişimi için sayısız araştırma ve deney yapılıyor.
İsviçre-Fransa sınırındaki Meyrin banliyösündeki Cern kampüsünü ziyaret edip, rehberli turla burası ve yapılan çalışmalar hakkında bilgi alabilirsiniz. Ulaşım için Cenevre merkezde 18 numaralı tramvay ile kapısına kadar gelebilirsiniz. Yalnız ziyaret için mutlaka en az 15 gün önce rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Rezervasyonsuz giderseniz rehberli turlar dolu olacağı için gezme şansını yakalayamazsınız. Bireysel geziye izin verilmiyor.Sonuç olarak; Cenevre’ye seyahat ettiğinizde St. Pierre Katedralini gezebilir, Jet d’eau Fıskiyesini görebilir, Rue de Rhone caddesi üzerinde alışveriş yapabilir, 5.5 ton ağırlığıyla savaş sırasında atılan mayınlarla ayağını kaybeden askerlerin anısına yapılan Kırık Sandalye Anıtını görebilir, Cenevre Gölü kenarında yer alan “İngiliz Bahçesi” parkında çimlere yayılabilir ve yine hemen İngiliz Bahçesi’nin girişinde yer alan çiçek saatini görebilirsiniz.İngiliz Bahçelerinde yer alan, 2.5 metre uzunluğundaki ‘Çiçek Saat – Flower Clock’, yılda iki kez yenilenen binlerce çiçek ve bitkiden yapılıyor.
Parc des Bastions |
YAPMADAN DÖNMEYİN
- Dünyanın en büyük göllerinden biri olan Leman gölünü mutlaka görün.
- Tarih ve sanatın yanı sıra doğa, cam, seramik, otomobil gibi birbirinden ilginç 44 müzesi ve sayısız sanat galerisinden gezebildiğiniz kadarını gezmeyi unutmayın.
- Burası tam bir gastronomi merkezi. Michelin yıldızlı gurme restoranlardan, dünya mutfaklarına, cafelerden İtalyan dondurmacılarına kadar her zevke göre bir şeyler bulabilirsiniz.
- Cenevre’ye gelmişken mutlaka fondü, sosisli lahana, lahana böreği, makarna çorbası deneyin.
- Pâquis semtindeki bohem kafeleri ve marjinal dükkanları gezin.
- 1850 dinleyici kapasiteli rokoko stilde inşa edilmiş Victoria Hall’da klasik müzik konseri dinleyin.
- Reform duvarının bulunduğu Bastion Parkı’na gidin.
- Cenevre’nin en eski meydanı olan Place duBourg-de-Four ve etrafındaki sokaklarda küçük küçük dükkanlar, galeriler, antikacılar var.
- Acıkanlar için de lezzetli bir öneri: Şehirde iki tane daha şubesi olan tavukçu Chez ma cosine
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder